İlaç krizi yeniden kendini göstermeye başladı. Daha doğrusu buna kronikleşen ilaç krizi desek daha doğru olur. Çünkü bu sorun hemen hemen her sene yaşanıyor. Ancak gelinen süreçte en büyük zararı hastalar görüyor.

Diyabetten kalp damar hastalıklarına, hipertansiyondan metabolik hastalıklara, kanser ilaçlarından kronik hastalık ilaçlarına, böbrek yetmezliğinde kullanılan ilaçtan pediatri ve göz damlasına kadar piyasada yüzlerce ilaca erişimde sıkıntı yaşandığını söyleniyor.

Son dönemde ilaç tedarikinde büyük sıkıntılar yaşayan eczacılar rafların boşaldığını, boşalan stokların yerine yeni ilaçlar koyamadıklarını dile getiriyorlar…

Bunun sonucu olarak ise vatandaş elinde reçete ile eczane eczane dolaşarak ihtiyacı olan ilacı tedarik etmeye çalışıyor…

Bu sorunun çıkış nedeni olarak ise ilaç fiyatlarında uygulanan fiyat politika olduğu söyleniyor. Tabii ilaçlara ülkemizde yılda bir defa zam yapılıyor. Bu zam oranı belirlenirken ise Euro kurunun yüzde 60’ı baz alınıyor yanılmıyorsam…

Bu noktada sabit kur üzerinden yapılan fiyatlandırma ise yıl içerisinde sorunlara yol açabiliyor. Yani sorun karşımıza ilaç yokluğu olarak çıkıyor.

Tedarikinde sorun yaşanılan ilaçlara bakıldığında hayati açıdan önem taşıyan ilaçların olduğu görülüyor. Şimdi bu ilaçlar piyasada olmadığında hastalar ne yapacak? Tedavi sürecinde olan hastalar nasıl tedavi olacak?

İnsan sağlığının değeri hiçbir şey ile ölçülemez. Ne para ne altın ne toprak ne de başka bir şey…

Artık kronikleşen ilaç yokluğunun çözülmesi şart oldu…

İnşallah bu sorun bir an önce çözülür de hastalarda rahat bir nefes alır…

İlacı nasıl bulacağım diye kara kara düşünmez…