Bir hafta aranın ardından yeniden merhaba… Yazacak o kadar sorun ve sıkıntı var ki. Günlerce hatta haftalarca bilgisayarın başından kalkmasak, elimizi klavyenin üzerinden çekmesek yine sorunları ve sıkıntıları yazmakla bitiremeyiz.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Gaziantep’te 559 bin dolaylarında hane var. Bu hanelerin yüzde 50’si veya daha fazlası kiracı durumundadır…
2025 yılının sonuna yaklaşılırken, 2026’ya da sayılı günler kaldı. Ocak ayındaki TÜFE’ye göre kira zam oranları belirlenecek. Şimdiden kiracılarda bir endişe hakim olmaya başladı. Acaba kiralara ne kadar zam yapılacak diye?
Tabii bu endişe sadece dairede oturan kiracılarda değil, işyerindeki kiracılar içinde geçerli…
Ülke genelinde bir ekonomik sıkıntının olduğunu artık kimse inkar etmiyor, sanayicisinden tüccarına, esnafından çiftçisine, vatandaşından emeklisine kadar herkes haykırıyor…
Çarkların zor döndüğü, insanların evine ekmek götürmekte zorlandığı bir dönemde kiralara yapılacak zam oranları büyük önem teşkil ediyor. Örneğin; asgari ücrete yüzde 25 zam yapıldığını düşünürsek, kiralara da yüzde 35-40 zam yapılırsa bu adaletli olur mu?
Asgari ücretle çalışan birisi yüzde 25 zam alacak, oturduğu evin kirası ise yüzde 35-40 artacak. Kişi aradaki yüzde 15 ve 20’lik kısmı nereden karşılayacak? Hiç bunu düşünen var mı?
Suriyeliler’in gitmesiyle kiraların ateşi düşecek denildi, ama ortada düşen bir ateş falan görmüyoruz. Bu gidişle de düşmez. Çünkü Gaziantep, bir sanayi kenti olduğu için her zaman göç alır. Evi birisi tutmaz ise başka birisi tutar, ama o ev tutulur.
Şu var, kira zamlarında artış azalmış olabilir ancak sonuçta yükseliyor. Dolayısıyla burada en büyük iş mülk sahiplerine düşüyor. Ellerini vicdanlarına koyacaklar, kendilerini kiracılarının yerine koyarak empati yapacaklar. Ona göre bir zam oranı belirlemeliler.