Uzun zamandan beri, toplum olarak birbirimize güvenimizi, sevgimizi ve saygımızı ne yazık ki kaybettik. Sevgi ve saygıyı besleyen güven duygumuz kayboldu.
Toplumda yaşayan bireyler olarak artık çevremizdeki hiç kimseye güvenemez hale geldik.
Oysa insanın, yaşadığı toplumda çevresindeki insanlara güvenmesi, ona yaşama sevinci ve olaylara karşı direnme gücü veren çok önemli bir duygudur.
Ne yazık ki günlük yaşamımızın hiçbir evresinde, yaptığımız hiçbir işte artık insanlara güven duyamıyoruz.
Çünkü müthiş bir riyakarlık, yalan ve aldatmaca çemberinde yaşıyoruz. Kişilerle ilişkilerimizi sürekli olarak acaba beni aldatıyor mu endişesi içinde sürdürüyoruz.
Kimse kimseyi umursamıyor. Herkes kendi başının çaresine bakma çabası içerisindeyken, çevresini aldatmayı, kandırmayı kendi hanesine artı olarak görüyor.
Oysa toplumsal huzur ve mutluluk tek tek bireylerin huzur, güven ve mutluluğundan geçiyor. Bir kişinin çevresini aldatıp, kandırıp belli bir çıkar elde etmesi kısa vadede belki onu tatmin ediyor olsa da uzun vadede hepimiz mutsuz oluyoruz.
Gülen yüzlerin yerini asık, bezmiş, karamsar suratlar alıyor.
İnsanın erdemli olmasının en önemli göstergelerinden biri çevresine güven vermesidir. Ama ne yazık ki artık çoğu insan bu erdemin farkında değil, umurunda da değil.
Birbirimize yalan söyleyerek, aldatarak, kandırmaya çalışarak daha ne kadar ayakta duracağız bakalım.
Bu aymazlık nereye kadar götürecek bizi…