Tarım ve hayvancılık konusunda söz sahibi bir ülke iken, artık her geçen gün daha da geriye gidiyoruz.
Köyler neredeyse boşalmış durumda. Gençlerin hepsi şehirlere gidiyor.
Çevremde bazı insanların yakınları köyde yaşıyor.
Soruyorum sizin köyde tavuk var mı?
Yok.
İnek var mı?
Yok.
Peki hangi hayvan var?
Hiçbiri yok.
Peki süt, yoğurt, yumurtayı nereden temin ediyorsunuz?
Herkes gibi marketten.
Bazıları bu durumu, hayvan üreticiliğinin para getirmemesine, bazıları da köylünün de artık tembelleşmesine bağlıyor.
Yani doğanın ortasında yaşayıp, bir inek, birkaç tavuk, üç-beş koyun besleyip, en azından kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir üretime bile yönelmez oldu köylü.
Çünkü diyorlar, kazanç getirmeyince gençlerin hepsi şehirlerde yaşam alanı aramaya başladı. Köyde de yaşlılar kaldı. Onların da artık bu işlerle uğraşacak hali yok.
Fıstık üreticisi, zeytin üreticisi, buğday üreticisi verdiği emek ve harcadığı paranın karşılığını alamayınca, çiftçilik ve hayvancılık cazibesini yitirdi.
Ama hepimiz şehirlerde yaşarsak, çiftçiliği, hayvancılığı kim yapacak?
Mazot pahalı, gübre pahalı, yem pahalı…
Üretilenden para kazanılamazsa, insanları köylerde nasıl tutacaksınız?
Yani durum vahim!
Tarım ve hayvancılık konusunu cazip hale getirecek acil önlemlere ihtiyaç var.