Aralık ayının ortasına gelmemize rağmen halen istenilen düzeyde yağış düşmedi, bu gidişle de yıl sonuna kadar düşmeyecek gibi görünüyor.
Tabi çiftçiler, biraz tedirginlik biraz da endişe içerisinde tarlalarını tohumla buluşturdu. Ama halen yağışın olmaması bu tedirginlik ve endişenin daha da artmasına neden oldu.
Küresel iklim krizi etkisini arttırıyor, bu gidişle de artıracak gibi görünüyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık haritasına göre Gaziantep, çok şiddetli kuraklık bölgede yer alıyor.
Gaziantep uzun zamandan beri bu bölge içerisinde yer alıyor, yani yeni bir durum değil…
Ancak gidişat hiç hayrı alamet değil… Bunun bilinmesi ve birilerinin fark etmesi gerekiyor.
2025 yılı kurak geçti diyorduk, 2026 yılının da 2025’ten farklı olacağını düşünmüyorum… Gidişat bunu gösteriyor…
Eğer öyle olursa yine hububat tarlalarına biçerdöver girmez, Antepfıstığında rekolte daha da düşer, yani hiç iyi şeyler olmaz.
Bazen fıstık tarlalarına gidiyoruz, ağaçlarda bir sararma insanların yüzündeki gibi bir umutsuzluk ve solgunluk hakim…
Sorup soruşturuyoruz neden böyle diye; çaldığımız tüm kapılarda aynı cevabı alıyoruz; KURAKLIK…
Kuyu sularının yüzde 80’inin kuruduğu söyleniyor…
Eski günler mumla arar hale geldik. Küçükken hatırlıyorum ‘Çörten’ ismini verdiğimiz tenekeden yapılma biriken suların aktığı bir yer vardı. Genellikle köylerdeki evlerde olurdu…
O zamanlar bu çörtenlerden şırıl şırıl yağmur suyu akardı ve bu bile büyük bir zevk verirdi. Hele ki o yağmurun izlemesini hiçbir şeye değişmezdim…
Aradan yıllar yıllar geçti, ne o eski çörtenler kaldı ne de yağışlar…